Düzenli Olmak Ya Da Olmamak

Betül Görken
3 min readOct 2, 2018

--

Minimalist yaşam felsefesinde altın kurallar içinde sayılan ‘düzen’ elbette sadece minimalizmle var olmadı. Düzenli olmak kiminin defalarca deneyip başarılı olmadığı, kimininse düzensiz bir yerde kalmaya tahammül edemeyip fiziksel semptomlar dahi gösterdiği bir durum. Ben düzenli olmanın herhangi bir travma yaşanmadığı takdirde çok güçlü bir alışkanlık olduğunun kanısındayım. Her şeyin bir yerinin olmasıyla aranılan şeylerin çok rahat bulunması bu tutkunun en büyük nedeni.

Aranılan şeyi sadece madde olarak düşünmek yanlış olur. Düzenli insanın zihni de düzenlidir. Zihni düzenli kategorize edilmiş bir insan da beyin haritasını kullanarak aradığı bilgileri, daha hızlı ve daha az değişmiş şekilde ulaşabilir. Bu da her konuda hızlı, daha rasyonel ve daha doğru kararlar vermeyi kolaylaştırır. Beyinde sağlanan bu düzeni kağıt yardımıyla da notlar halinde düzenlemek çok ciddi vakit tasarrufu sağlayacaktır. Beyin daha az efor sarf edecek, kişi daha az yorulmuş hissedecektir. Bu en basit günlük işlevden en karmaşık işleme kadar böyledir. Örneğin; marketten yaptığınız aylık alışveriş zihninizde üç aşağı beş yukarı belliyse ve yine de liste hazırlamış halde alışverişe devam ediyorsanız işiniz oldukça pratiktir.

Daha karmaşık olarak herhangi bir sınava çalışırken okumaları, testleri, konuları sıraya sokunca daha az anksiyeteli, daha az panik, daha motive olmuş şekilde çalıştığınızı görmüşsünüzdür. Beyinden başlayıp dalga dalga davranışlarımızı etkileyen düzenlilik, alışkanlık haline geldikten sonra kişiye ayrılan en küçük alanda, tek bir masada, tek bir rafta dahi kendini gösterir. Bu kişilerin uykusu, yeme saati, haftalık yemekleri, egzersizleri, akşam çıkmaları, sinema günleri, arkadaş buluşmaları, harcamaları hatta belki kahve saatleri bile bellidir. Düzenli olmanın en güzel yanı ise gerek kazandırdığı zamanla gerekse sarf ettirdiği az eforla kişinin başarısını otomatik olarak arttırdığı birçok makale ile kanıtlanmış olmasıdır. Ek olarak bununla ilgili herhangi bir araştırma görmemiş olsam da ben, düzenli olmanın aynı zamanda görsel hafızayı artırdığını düşünmekteyim. Bunu düzenli kişilerin zihninin de düzenli olmasının bir getirisi olduğuna dayandırıyorum.

Evi, masası, dolabı, uykusu, zihni düzenli insanların yanında bir de ‘bozuk düzenli’ kişiler vardır ki asla pas geçemeyiz. Bu kişilerin çalışma alanlarına bizler baktığımızda oldukça karmaşık bir alan görürken bu kişiler tıpkı düzenli insanlar gibi neyin nerede olduğunu o karmaşa da kısa sürede bulabilir, bu dağınıklıktan rahatsız olmaz aksine dağınıklığın bir çeşit ilham olduğunu savunurlar. Bu kişilerin sayıları hiç de az olmamakla beraber şu ana kadar adını duyduğumuz birçok bilim insanında da oldukça sık rastlanan bir durumdur.

Her ne kadar bazı insanlar günlük rutini banal ve heyecansız bulsalar da verimliliği daha da arttırdığını inkar edemezler. Bunu üstte bahsedilen dağınıklık içinde bir düzeni olan bilim adamlarının da uyku saatlerinden çalışma saatlerine kadar görmekteyiz. Günlük rutindeki düzenle ilgili en iyi örneği ‘Vardiyalı ve Nöbet Sistemi Şeklindeki Çalışma Düzeninin Hemşireler Üzerine Etkisi’ isimli makaleden çıkarabiliriz.

Araştırmada ‘Vardiyalı ve nöbetli çalışma nedeniyle düzenli olarak yapılan aktivitelere katılamamak, toplumsal ve sosyal işlerini düzenli yapamamak, mesleki tatminde azalmaya, strese ve stresle mücadele etme becerilerinin azalmasına yol açabilir.’ sonucuna varılmıştır.

Peki bu düzen bize zarar verir mi? Tıpkı her şeyin aşırısı gibi düzenin aşırısı da zarar verebilir. Fakat bu zarar fizikselin ötesinde psikolojiktir. Eğer kişi bir şeyi düzenli yapmadığında rahat edemiyor, belli bir sayıya takılıyor, davranışlarını belli bir düzende ya da belirlediği sayıda yapmadığında kendisinin ya da çevresindekilerin başına bir şey geleceğine dair obsesyonlar oluşturuyor; bu obsesyonlar da kompulsif davranışlara eğriliyorsa orada önlemin alınması gerekmektedir. Bunun oluşmasından önce düzenin arada bozulmasını olumlu karşılamak, ara ara çevrede ve zihinde değişiklikler yapmak oldukça etkili olacaktır.

--

--

Betül Görken
Betül Görken

Written by Betül Görken

Rationalist. Realist. Individualist. Genel psikoloji konularının yanı sıra iş-yaşam tecrübelerimi, gözlemlerimi paylaşıyorum. Psikoloğum ve Hukuk öğrencisiyim.

No responses yet