İş Hayatımda Bir Tam Bir Yarım

Betül Görken
7 min readAug 20, 2019

--

Zamanı kontrol edebilme arzusunu bırakalı çok olmuştu ama işe gireli 1,5 ay gibi bir zaman geçtiğine hala inanamıyorum. Ay başında yapılması gereken işler, mülakatlar ve en en önemlisi IdeaSoft’un kurucu ortağı Kerem Kaya ile yaptığım röportajın benim için çok değerli oluşundan bu yazı bayram tatilini beklemek zorunda kaldı.

Hem bu şirkette yaptıklarımı unutmamak, hem deneyimlerimi paylaşmak için bu yazı dizisini dürüstçe devam ettireceğim. İlk mülakata girdiğimde bana sorulan sorunun cevabına ‘dürüstü olmak gerekirse’ diye başlamıştım. Evet, yanlışlarıyla doğrularıyla; beğendiğim ve kendim dahil eleştirdiğim kısımlarla tüm objektif bakış açımla IdeaSoft deneyimlerimi paylaşacağım.

IdeaSoft’ta geçirdiğim ilk günü anlatmıştım. O güzel güne buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz: IdeaSoft’ta İlk Gün

İlk haftam IdeaSoft’un panel eğitimi ve İnsan Kaynakları ofisi arasında geçip durdu. İlk haftadan yoğun bir tempoda olmak açıkçası hoşuma gitti. İçimde büyük bir enerji vardı. Satış Sonrası Teknik Destek Uzmanı Utkan Bey, bize paneli anlattı, ödevler verdi ve kendi e-ticaret sitemizi kurduk. Ben daha önce Wordpress ve Woocommerce kullandığım için zorlanmadım, sadece butonların ve kategorilerin yerine alışmam gerekti. Utkan Bey’in anlatımı yanında genel panel eğitimine de katıldım ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu işi sıfırdan öğrenmemeniz için hiçbir sebep yok! Anlatımlar çok açıklayıcı fakat yine de aklınıza gelen her soruyu sorabileceğiniz güzel bir ortam var. Kimse sizi yadırgamıyor.

İnsan Kaynakları ofisinde koordinatörümüz, uzmanımız ve bir başka stajyer arkadaşla beraber çok sıcak bir hava var. İlk haftalarda yazının sonunda bahsedeceğim birkaç ufak evrak işi ve kariyer.net üzerinden uygun aday bulmamın dışında zamanım boş geçiyordu. Beni bilen bilir ki boş geçen zamana asla tahammülüm yoktur. Bu yüzden bu süreçte;

  • İK Koordinatörümün ve İK uzmanımın çok beğenip onayladığı bir proje ürettim.
  • İleriye dönük birçok başka projeyi zamanı geldiğinde paylaşmak üzere not ettim.
  • -Photoshop öğrenmeye başladım. Her gün düzenli video izleyip videodaklerin aynılarını yapmaya çalışıyorum.
  • Kariyer.net’teki lanlara bakarken kişilerin sertifika aldığı yerleri not edip araştırmalar yaptım. Şirketlerle görüştüm. görüşmedim
  • Eski İK çalışanın bilgisayarda bıraktığı heerrrşeyiiii tek tek inceledim. Aylık olarak neler yapmış. Neleri not tutmuş öğrendim.

Projem

Yaptığım proje İK’nın yaptığın birbirinden güzel etkinliklerden biri olacak. Bulmaca ve karşılığında sürpriz ödül! Daha faza detayı bu yazımı IdeaSoft’taki diğer birimlerden de arkadaşlarım okur diye yazamıyorum ama etkinliği yapar yapmaz fotoğrafları ve elimdeki etkinliğin datasını sizlerle paylaşmak için can atıyorum.

İşveren Markası

Birkaç hafta sonra lütfen bana görev verin edasında beklerken koordinatörümden harika bir araştırma konusu geldi: ‘İşveren Markası’. (Tıpkı black mirror dizindeki gibi bazı anları tekrar tekrar seyretmek istiyorum çünkü bunu duyar duymaz gözlerim parladı.) Koordinatörüm benimle birçok dosya paylaştı. Ben de sabahlara kadar araştırma yaptım ve bir iki gün sürmeden benden istememiş olsa da ona IdeaSoft’un şu an neler yaptığını, kısa-orta-ileri düzeyde kabataslak bütçelerle neler yapabileceğimizi içeren bir rapor yazıp yolladım. Yanlış hatırlamıyorsam iki gün sonra koordinatörüm benim kurumsal yaşamdaki ilk raporum hakkında feedback verdi. IdeaSoft markasını yukarı taşımak adına sunduğum fikirlerden beğendikleri olduğunu söyledi. Fakat hangileri bu fikirler bilmiyorum çünkü bu uzun vadede bir projeymiş. Açıkçası sıra ne zaman gelecek ne yazık ki bilmiyorum.

#İdeakitaplık

IdeaSoft’a henüz ben gelmeden önce güzel ve oldukça şık bir kitaplık yaptırılmış. Kalite ve Raporlama Uzmanı Cenk Bey bu kitaplıkla ilgili düşüncelerini anlattı. Şöyle ki çalışanlara tamamen fayda sağlamaya yönelik bir kitaplık olacaktı. Ben de önce Libadiye ofisimizdeki birimlerle alakalı araştırmalar yaptım. Yüce Zerey gibi bu işte uzman kişilerin tavsiyelerini buldum. Daha sonra birim yöneticilerimizle görüştüm. Onların önerilerini aldım. Hepsini toplayıp bir liste yaptım. İk ofisi olarak hep beraber kitapları seçtik. Şimdi her hafta bannerla beraber bir kitabı e-mail hesabımızdan ve Slack kanalımızdan duyuruyoruz.Özenle kütüphanemizi doldurmaya çalışıyoruz. Metinleri ben yazdıktan sonra Canan Hanım, Gökhan Bey ve Cenk Bey hep beraber seçiyoruz. Hashtagimiz de #ideakitaplıkta!

Açıkçası bu kitaplık paylaşımlarına 2 hafta kadar erken başlayabilirdik ama kitaplıktan daha mühim birçok öncelik olduğu için beklemek zorunda kaldım. Kurumsal dünya böyle sanırım. Her şey için bekliyorum. Bulmacaların çıkmasını bekliyorum. İşveren markası hakkında konuşmak için bekliyorum. Şimdilik sadece kitap bannerı yazıyorum. Öncelik sırasından haberdar olmak isterdim fakat öğreniyorum bu dünyayı. Mademki görünmez sıralar var bekleriz öyleyse. Ben de bu süreçlerde kendimi güçlendiririm o halde; daha iyi projelerle, daha iyi metinlerle, daha iyi çıktılarla. Kabalık göstermek istemem ama kendime ve potansiyelime güveniyorum. Hiçbir adımımı korkarak atmıyorum. Ne yaptığımı biliyorum.

Kerem Bey ile Röportaj

Ben de tüm bunları beklemek istemedim. Durmak beni köreltiyor. İyi ve kaliteli çıktılar üretmek adına kurucu ortağımız şirketimizin CFO’su Kerem Bey ile bir röportaj gerçekleştirdim. Kendisine mail attım ve cevabı beni daha da cesaretlendirdi. Kerem Bey benim daha önceki yazımı da okumuş! Uzun süredir üstünde çalıştığım sorularımı düzenledim. Röportajı basmak üzere yerel gazetelerle görüştüm. Zaten henüz öğrenciyken kendilerine gönüllü olarak yazı yazdığım gazeteler fikrimi sevdiler.

Kerem Bey ile röportaj yaparak yerel bölgede e-ticaret hakkında bilgi sahibi olmayan insanlara da ulaşabilecek ve onlara IdeaSoft’u duyurabilecektim. İşten dönünce üstünde gece geç saatlere kadar çalıştığım sorularımı aldım ve telefonumu ses kayıt cihazı olarak kullanarak zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım keyifli bir sohbet ettik. Hem röportaja yansıtmadığım aklımdaki soruları sordum hem de tam tasarladığım gibi ‘Yöneticilik ve E-ticaret’ çerçevesinde sohbet ettik.

Röportajımızın linkini ekliyorum; IdeaSoft’u Yönetmek Serisi- Kerem Kaya ile Röportaj

Daha sonra bunu yaptığımı İk koordinatörümüz Gökhan Bey’e söyleyince çok beğendi ve şirket içinde de mail olarak dolaşmasını salayabileceğini söyledi. Bu beni çok mutlu etti. Konuşmanın devamında Slack üzerinden başka bir kanal oluşturup orada yapmak istediklerinden bahsetti. Yeni bir proje yaparsak inanılmaz mutlu olurum.

IdeaSoft’ta Mülakat

Canan Hanım ve Gökhan Bey benim spesifik olarak işe alım konusunda yetişmemi istiyorlar. Eğer bunu istiyorlarsa bunu bana en iyi şekilde öğreteceklerinden şüphem yok. Gökhan Bey, 1. ayımın sonlarına doğru ‘İşe Alım Süreci ve Önemi’ hakkında bir sunum yaptı. Bu sunum şirket içi personel ihtiyacının değerlendirilmesinden tutun mülakatın kapanışına kadar her detayı kapsayan bir sunumdu. Görev tanımları, cv okuma, mülakat teknikleri, STAR tekniği, işe alım karar süreci, mülakatta olması gerekenler, mülakatın çift yönlü akışı ve dahası.. Kısacası ne yapmam ne yapmamam gerektiği hakkında tüm teorik bilgisini aktardı.

Kariyer.net’ten cv bakarken rasyonel olarak aday eleme konusunda sorumluluk alabiliyorum. Telefon ön mülakatları gerçekleştiriyorum. Telefon mülakatları konusunda ilk denememde çok gergin olsam da şu an yaşadığım o gerginliği gereksiz buluyorum. İlk 1,5 ayda yaklaşık 30 yüz yüze mülakata girdim. Muhasebe, Teknik Destek, Satış ve İş Ortaklıkları birimleri için olan bu mülakatlarda görev tanımlarını çok daha iyi öğrendim. Farklı birimlere sorulan aynı soruları ve verilen cevapları gözlemledim. Sadece mülakatı yapan olarak değil mülakata girsem de nelere dikkat etmem gerektiğini öğrendim. Her şeyi en ufak ayrıntıları not alıyorum. Canan hanım tüm pratik bilgisini içtenlikle aktarıyor. Özellikle de adayların bilgi ve yetenek konusunda kendilerini puanlaması için Likert Ölçeği’ni kullanmasını çok kolaylayıcı olarak buldum. Artık mülakat giriş- görev tanımı ve kapanışları yavaş yavaş ben yapıyorum.

Mülakatlarda dikkatimi çeken şey şu: Eğer aday işten ayrılış sebebini tam, doğru ve dürüstçe anlatamıyorsa maalesef olumsuz devam ediyoruz. Yine somutlamaları yapamıyorsa sonuç aynı oluyor. Bu mülakatlardan kendime büyük dersler çıkarıyorum.

Rutin İşler ve Evrak işleri

Bunlar sanırım birçok İK biriminde böyle yapılıyordur. İş Sözleşmesi, İstifa, İşkur İşbaşı Eğitim Programı evrakları, vizite raporları, işe giriş-çıkışlar, ticket yüklemesi, ay sonu, ay başı yapılacak işer, raporlar, parmak izi giriş çıkışlarının rapor ve takibi, mali müşavire haber verilecek durumlar, mülakat davetleri, aramıza yeni katılan arkadaşlara hoş geldin maili, iş yeri hekimi duyuru maili, aylık yemek listesi oluşturma…Bu liste böyle gider.

Peki Nelerden Hoşnut Değilim?

İlk paragraflarda da bahsettiğim gibi bu yazı objektif olacak. Güzel haber şu ki buraya yazacaklarımı koordinatörümle görüştüm. Aslında bu yazının sözel halini onunla konuştum. Beni mutsuz eden konulardan da bahsettim.

Bu program 6 aylık bir program ve kısa bir süre buradayım. O yüzden mümkün olduğunca fazla şeyi öğrenmek istiyorum. Açıkçası şu an biraz potansiyelimin altında kaldığımı düşünüyorum. Oysaki sınırları zorlamak isterdim.

En büyük sıkıntım süreçlere dahil olamadığımı düşünmem. Eğer İK çalışanıysam iş ile ilgili ne konuşuluyorsa bilmem gerektiğini düşünüyorum. Bir görev için kim, hangi özelliklerinden dolayı seçiliyorsa bu kriterleri bilmeliyim ki İK’yı öğrenebileyim. ‘Sizin toplantınıza ben de gireceğim’ diyemem. Öyleyse demeli miyim?

Anlatılan çoğu şeyin teoride kalmasından endişe ediyorum. Tüm evrak işlerinde ve online işlemlerde bana öğretilmesi uygun görülen her şeyi not alıyorum. Fakat gerekli sitelerin gerekli şifreleri verilmediği için havada kalıyor. Örneğin bir adaya mülakat daveti atılacaksa ben koordinatörüme ya da uzmanımıza atıyorum. Onlar gönderiyor. Ya da bazen öğrenmem için cc’ye ekleniyorum o kadar. Bu bize iş yükü oluşturuyor.

Bir başka örnek; 2 ay sonra belki bir raporu KolayİK tek yapacağım ya da ticket’ı tek yükleyeceğim fakat kağıtta yazanlarla ne yapmam gerektiğini hatırlamam vakit alacak yine soracağım. Zaten bazı şifreleri kendim istedim. Her defasında isteyemem ama bir İK çalışanı olarak İK mail adresine sahip olmama çok garip. Deneme süresinde miyim de vermiyorlar? Yoksa bana güvenmiyorlar mı? İK mailinde çok gizli ne var?

Son olarak, benzetme yapacak olursam; bir anne çocuğuna yatağını toplamayı öğretmek istiyorsa çocuğunun yaptığı kadarını kabullenmesi gerekir. Çocuk yatağı kötü toplayıp annesi beğenmeyip en baştan yatağı toplarsa çocuğun hevesi kırılır ve eski özeni göstermez. Feedback ile bir işi beğenmeyip en baştan değiştirmek arasında fark olduğunu herkesin bildiğini varsayıyorum.

--

--

Betül Görken

Rationalist. Realist. Individualist. Genel psikoloji konularının yanı sıra iş-yaşam tecrübelerimi, gözlemlerimi paylaşıyorum. Psikoloğum ve Hukuk öğrencisiyim.